Dün tüm yurt saat 11’de nefesini tuttu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasından dökülecek sözlere kitlendi.
“Demokratikleşme Paketi” adı altında ‘Yeni Bir Türkiye’ oluşturma mesajı, Başbakan tarafından açıklandı. Açıklanmasının ardından tıpkı Sayın Başbakanın dediği gibi; “Bugünden itibaren muhalefet bu pakete de olmamış” izlenimi vererek halkı galeyana getirmek için ellinden geleni yapacak dedi. Gerçi bu durumda beklenen bir vaziyetti zaten…
***
Hükümetin aldığı bir kararın muhalefet tarafından ‘oh çok güzel olmuş’ demesini bekleyen yok. AK Parti bugüne kadar neyi gündeme getirse hemen birileri ortaya çıkar ve ‘eyvah ülke elden gitti’ diye ortalığı karıştırır.
Bugüne kadarda giden bir şey görmedik ama yinede gitti diye halen inat edenlerde var!
Açıklamanın ardından Başbakan daha kürsüden inmeden sosyal paylaşım sitelerinden birileri yine çığırtkanlığa başladı. Neymiş efendim paketten “Bölücülük ve İrtica” çıkmış mış!!! Bunu kimse yemez kardeşim… Paketle ilgili zaten haftalardır hükümete yakın olan isimlerden biraz biraz bir şeyler duymuştuk. Mesela en çok tartışılan konuların başında seçim barajı olayı var. Dendi ki BDP’ye torpil var! BDP için %5'e, CHP ve MHP için baraj yüzde 50'ye çıkarılıyor diye kıyamet koparttılar. Emin olun bu baraj konusunda hiç memnun olmayan parti BDP… Çünkü Başbakan bu konuda net bir mesaj vermedi. Üç ayrı alternatif sundu ki, buda bu işin olmayacağı anlamını taşır. Ama hazine yardımı konusunda söylenenler bence daha anlamlıydı. Birde BDP seçime parti olarak girecek mi? Girmeyecekse bu da pek işe yaramaz.
***
Sonra bu türban meselesi var. Kamuda artık türban ile çalışmak serbest olacak.
Türban meselesi bence Türkiye’nin kara bir lekesidir.
Türbanlı Meclise giremez, Türbanlı TSK’ya giremez, Türbanlı okuyamaz, Türbanlı naspın ölsün mü? Yahu… Madem eşitlik, madem demokrasi, madem ki ileri görüşçülük diyorsanız bu ülkede türbanlıların da her şeyden istifade etme hakları vardır. Ama sen kalkarda türbanı “şalvarlı” efendim “kara çarşaflı” yok bilmem ne diye duyurmaya kalkarsan buda bir Devlet meselesi haline gelir. Sonuçta böyle bir talep vardı ve nitekim de bu utanç veren tablo ortadan kalmış oldu.
İşleri güçleri Kürt’lerden başka uğraşı olmayanların yine sahnede olduğunu görüyorum. Biraz daha hadlerini aşarak diyorlar ki; “İmralı yazdı Tayyip okudu” diye. Sanki Hükümet işini gücünü bırakmış bu memlekette sadece Kürtler varmış gibi bütün projelerini o tarafa endekslemiş. O zaman İmralı dan yazıldığını savunduğunuz mektupta Roman vatandaşlar içinde Alevi vatandaşlar içinde birer değişim rüzgarları estirilmiş. Bende derim ki İmralı bile bir şeyleri görmüşte insafa gelmiş, siz daha gaddarmışsınız vesselam.
Yarın devam edeceğiz…